Merhabalar
Yaşam insanda da hayvanda da küçük oyunlarla başlar aslında.
Sergilediğimiz oyunlara gülücüklerle karşılık veren bir bebek ile, bir kedinin
yavrularıyla oyunlar oynaması bunlara birer örnektir. Anneleriyle oyun halinde
gözlemlediğimiz hayvanların davranışlarına biraz dikkat ettiğimizde ise
gelecekteki avlanma teknik ve taktiklerinin gizlenmiş olduğunu fark ederiz
kolaylıkla.
Ebeveynlerin çocuklarıyla sürdürdükleri bu oyunla öğretme
metodu, çocuk okula gönderilene kadar evde sürdürülmekte. Ve ardından gelen
okul eğitimi. Bilindiği üzere, okul öncesi ve ilköğretimi kapsayan 5-14 yaş
grubu, çocuklarımızın en etkili öğrenme dönemidir.
Öğrencilik yıllarımızdan biliriz ki tümüyle öğretmen
merkezli bir eğitim modeli ile eğitildik bizler. Bu modelde bizlerden istenen,
öğretmenlerimizin bize aktardıklarını, zamanı geldiğinde hatırlamamızdı.
Tam bu noktada yapılan bir istatistiği paylaşmak istiyorum
sizlerle.
İşittiklerinin %20’sini
Gördüklerinin %30’unu
Görüp işittiklerinin %50’sini
Söylediklerinin %70’ini
Ve..
Yapıp, söylediklerinin %90’ını
hatırladıkları tespit edilmiştir.
Eğitim sistemimizdeki aksaklıkları giderme adına
öğrenci merkezli eğitim sistemi şuan yürütülmekte. Aslında yürütülmeye
çalışılmakta. Şöyle ki; hala eski sistemi bırakamayan eğitimcilerimizin
sayıları da azımsanmayacak kadar çoktur. Bu noktada öğrenci merkezli eğitim
sistemimizin önemli bir parçası olan Drama
Yönteminden bahsetmek istiyorum.
Drama yöntemi için yapılabilecek en kapsamlı tanım;
öğrencileri provası olmayan bir yaşama hazırlayan, kendi yeteneklerini
doğaçlama yoluyla ortaya koymalarına fırsat veren etkili bir öğrenme metodu
diyebiliriz. Ergenlik döneminde
kazandığımız davranışları yaşama geçirdiğimiz yıllara hazırlıktır. Drama yöntemi,
öğrenciye, çevresini ve toplumun bir çok gerçeğini oyun yoluyla öğretiyor
olmasını dikkate değer buluyorum açıkçası.
Oyun yoluyla öğrenme çocukların doğasında var olan bir
süreç. Çoğu zaman sınıfta kendisini ifade etmekten çekinen ve bir çeşit
küskünlüğe gömülen öğrencileri fark ederiz hepimiz. İşte bu yöntemle negatif
olan bu durumu ortadan rahatlıkla kaldırabiliriz oysa.
Füsun öğretmen,
sınıfında bulunan çok şirin, akıllı, çalışkan ve bir o kadar da sessiz olan
öğrencisinden bahsetti bana. içine kapanık, yaşadığı olumsuzluklardan hiçbir şekilde
şikayetçi olmayan bu öğrenciye karşı arkadaşlarının, ders içerisinde ve
teneffüslerde takındıkları, alaylı, aynı zamanda aşağılamalarda içeren olumsuz
davranışları fark eden öğretmenim, dayanamayıp öğrencileri yanına çağırır ve
tek tek konuşur. Böyle davranmalarının sebeplerini sorgular. Çocuklardan aldığı
cevap
“ öğretmenim onun üç tane babası var” olur.
Öğrencinin
velisini okula çağırıp görüştüğünde, özel durumlarından dolayı evlenip
ayrılmalarının yaşandığını Esra’nın babasının ülke dışında olmasından dolayı
çok üzüldüğünü öğrenir.
Öğrencisini
kırmadan yardım etmekte kararlı olan Füsun öğretmen ertesi gün sınıf içerisinde
bir drama dersi vermeyi planlar. Dersin konusu da “alay ve dalga geçmek” olarak
belirleyip, oyuncuları ise sınıfın en gözde ve aynı zamanda dalga geçmeyi seven
öğrencisinde karar kılmış. Diğer bir oyuncu ise şirin, çalışkan kızımızı seçmiş
ama rolleri değiştirerek. Belli bir çalışma sürecinden sonra sergilenen oyunda
müthiş bir şey olmuş. O, sessiz, içine kapanık kızımız gitmiş onun yerine
kendinden emin, kendini savunmasını bilen bir kız gelmişti. Bütün kinini oyunda
kusarak sergiliyordu Esra.
Bu
dersten sonra dalga geçmeyi seven öğrenciler, bu durumun ne kadar kötü olduğunu
görüp hissetmişlerdi. En önemlisi ise sessiz kızımız, sanki içindekilerin
hepsini atmış, rahatlamış gözükmesiydi. Gözleri parlamaktaydı artık. Güçlü
hissediyordu kendini. Ertesi günlerde bu kızımızı izleyen Füsun öğretmen, artık
bir ağacın altında, yalnız bir çocuk değil, arkadaşlarıyla oyun oynayan birini seyrettiğinde,
ne kadar doğru bir ders yapıldığını anlayarak gülümsüyordu.
Bu sürecin öğrencilere kazandırdığı bir başka olumlu
davranış ise grup çalışmalarıdır. Bu vesile ile öğrenci, konuya hiç olmadığı
kadar dâhil olur. Kendisini olayın bir parçası olarak görmesiyle derslere olan
ilgisi artar. Grup çalışması içerisinde görev alan utangaç öğrencilerimiz bir
başkasının rolüne girerek “öyleymiş” gibi davrandığından kendini çok güzel
ifade eder ve aynı zamanda mutlu hisseder kendini Esra kızımız gibi.
Buradaki amaç, öğrencilerimizin yaratıcılıklarını
geliştirmek, kendilerini rahatlıkla ifade edebilmelerini sağlamaktır.
Böylelikle arkadaşlarıyla, çevresiyle rahatlıkla iletişim kurabilen, mutlu bir
insan olmasına da katkıda bulunmuş olunacaktır.
Drama yönteminde tüm bunların yanı sıra asıl önemli olan
öğretmenlerimizin bu yöntemi sunma ile ilgili becerileridir. Bu yöntemi
uygulayan bir çok öğretmenimiz, sınıftaki gürültüden ve disiplinsizlikten
şikayet edip, drama yönteminden uzaklaşmaktadırlar. Öğretmenlerimizin bu
yöntemi etkili biçimde kullanabilmeleri için belirli eğitimler ve seminerler
almaları sağlanmalıdır.
Çocuklarımızın yaradılışına son derece uygun olan bu yöntemi
ileri gitmiş çoğu ülkelerde ayrı bir ders olarak okutulmaktadır. Darısı bizim
başımıza. Öğrencilerimizi provası mümkün olmayan yaşama hazırlamak hepimizin
görevidir.
Haftaya buluşmak dileği ile hoşça ve dostça kalın.
Vildan Poyraz Coşkun
02.01.2012
Yazı No: 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder