5 Mart 2015 Perşembe

Karakter ve Mizaç

Karakter ve Mizaç

                  “Şu simada asla yalan olmaz”, “şu asalete, şu duruşa bak”, “ne oldum delisi olmadı” , “zorda olmasına karşılık hiç şikâyet etmiyordu” , “bu kadar lafa söze karşılık herkese hakkını helal etti”,yukarıda kurduğumuz cümleleri çoğaltabiliriz aslında ve bu cümleleri sarf ettiğimiz birey için “Ne kadar karakterli bir insan” deriz.

Birde bunlara birkaç cümle daha ekleyelim dilerseniz. “sert mizaçlı bir kişilik” “Ne kadar uysal bir adam” , “ şen şakrak bir kadın” vb.

 Karakter ve mizaç

 Her iki kelime de ilk bakışta aynı anlamda gibi algılanmakla beraber çoğunlukla karıştırılmaktadır.

Arapça bir kelime olan mizaç Meydan Larousse’ya göre iki temel anlamda kullanılır. 1) Bir kimsenin yaratılışından gelen özelliklerin tümü 2) Kişinin kendi kendisiyle ve dış çevreyle ilişkisinde genel olarak içinde bulunduğu ruh ve duyarlılık hali.

Bu tanımlardan anlaşılacağı gibi karakterle mizaç birbirinin yerinde kullanılmaktadır. Mizacın daha çok yaratılıştan getirilen özellikleri taşıdığı sonucu da çıkarılabilir. “Herkes böyle davranmaz, bu bir mizaç meselesi” cümlesinden de anlaşılacağı gibi mizaç kişiden kişiye değişmektedir. Doğuştan gelen bu tür özelliklere de fazlaca da müdahale edilmemektedir. Şöyle ki; öfkeli bir insanı bütünüyle uysal bir insana çevirme şansımız yok gibidir.

Karaktere gelince, Fransızca bir kelimedir. Birbirinden farklı üç anlamda kullanılır.

1) Bir bireyin kişiliğini oluşturan ve çevresine gösterdiği tepkileri belirleyen sürekli duygusal niteliklerin tümü.

2) kişiliğini güçlü bir şekilde ortaya koyma, kararlılıkla davranma yeteneği.

3) Bir şeyin ayırt edici özelliği (Meydan Larousse )

Osmanlıca da, “karakter” kelimesinin karşılığında “vasıf”  “seciye” “hasisa” kelimeleri kullanılır. Edebiyatta ise bir eserde duygu, tutku ve düşünceleri açısından ele alınan kişi anlamına gelir. Birçok kaynağa göre de karakter kelimesine “yaradılış” anlamı yüklenmektedir.

Burada şu vurguyu yapmakta fayda görüyorum. “karakter” kişiden kişiye değiştiği gibi, eğitim yoluyla da istenilen kalıba sokulabilir. Çoğu zaman kullanılan ve “benim karakterim budur”  diyen bir kişi sorumluluğu üstünden atamaz velhasıl. Çünkü karakter eğitilebilir. Kişinin aldığı eğitimi ve çevre faktörünü de unutmamak gerekir. Aynı kültürü ya da aynı dini paylaşan insanların, çoğunlukla ayrı karakterleri sergilemeleri bundandır. Karadeniz yöresinde yaşayan insanlarda heyecan belirli bir özellikse, doğuda yaşayan insanlarda bir işi yavaştan alma, daha baskındır.

         Mizaçların ise daha köklü olduğu söylenebilir. Kişinin mizacını değiştirmemiz çok mümkün değildir. Aslan, kedinin mizacına asla giremez ama aslan eğitilebilir. Öfkeli mizaca sahip olan bir insanı uysal bir insana çevirmemiz mümkün değil iken, sert mizaca sahip insana verilen uygun bir eğitimle adil bir insan olarak hayata kazandırmak mümkündür.

         Burada dikkat etmemiz gereken nokta, şudur ki; eğitimden yoksun olan, böyle mizaçlı insanlar toplumu rahatsız eden bireyler olarak ortaya çıkabileceği hususudur. Sert mizaca sahip bir insanın alacağı sağlam bir terbiye ile kazanacağı karakter, çoğunlukla adalet olarak dışa yansır. İyi eğitim görmüş ılımlı, yumuşak huylu mizaca sahip insanların dışa yansıtacakları karakter ise son derece olumlu olur. Bu örneklendirmemizi çoğaltabiliriz aslında.

         Velhasıl, insan hangi durumda olursa olsun, uygun eğitim metotlarıyla istenilen kalıba sokulabilir. Eğer öyle olmasaydı, eğitim denen olgudan söz edemezdik. Karakterli bir insan yetiştirmekte tamamen ailenin ve çevrenin elindedir. Kişinin kendisi de doğuştan gelen huylarını eğitebilme yetisine sahiptir.

         Burada önemli olan, hangi mizaca sahip olunursa olunsun, insanın eğitilip, karakterli hale sokulabilmesidir.

         Haftaya buluşmak dileği ile, hoşça ve dostça kalın.

Vildan Poyraz Coşkun 
09.01.2012
Yazı No: 11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder