5 Mart 2015 Perşembe

Sivas’ımıza ödüllü Bursa modeli yakışır

Sivas’ımıza ödüllü Bursa modeli yakışır
 
                  07.01.2012 Cumartesi akşamında, Sivas Postası, Sivas Times yöneticileri ve köşe yazarlarıyla bir arada bulunma şerefine eriştim. Ayrıca bu toplantımıza Sivas Belediye başkanımız ve yardımcıları katılmışlardır. Şehrin sorunlarıyla ilgili  yapılan samimi sohbetler, akşam yemeğimizi tatlandırmıştır. Sivas şehrimize ve yazılı basına yeni dahil olmam sebebiyle daha çok izleyici ve dinleyici olarak iştirak etmeyi yeğledim. Sohbet esnasında arkadaşlarımız şehir sorunlarıyla ilgili istek ve şikayetlerini sayın başkanımıza aracısız ilettiler. Başkanımızın cevaplarını, tarzını can kulağıyla dinlemeye ve izlemeye çalıştım. Şöyle ki yukarıda da belirttiğim üzere yakın zamana kadar şehirle ilgili çokta fazla bilgiye sahip değildim. Dışardan Sivas’a bakan biri olarak yazımı şekillendirmek istiyorum. Sivas dendiğinde hafızamda beliren üç beş özellikten başka bir şey olmadığını şuan içinizde yaşarken fark ettim. İnanın çok üzgünüm. Sivas’la ilgili olarak; Sivas Kongresi, Sivas Kangal köpeği, Sivas türküleri, Aşık Veysel ve kötü olarak da Madımak Oteli biliniyor. Şehrimizin, ( Şehriniz demiyorum dikkat ederseniz) sadece bunlarla sınırlı olarak tanımam, siz Sivaslıların bir eksikliğimi yoksa benim cahilliğimidir, bilemiyorum. Kültür şehrimizi daha iyi tanımam için araştırmacı yazar gibi bir sıfata sahip olmam gerekiyordur  belki de. Yada bir vesile ile gelip, burada sizinle yaşayıp sizden biri olmam ve buram buram kültür kokan bu şehri teneffüs etmem.

Burada yaşayan aydın insanlarımız,  şehrin tanıtımı ve gelişememe noktasındaki eksikliklerinin tespiti ve çözüm noktasındaki arayışlarını, yeri geldiğinde isyan noktasındaki eleştirilerini yakinen takip ediyorum. Yel değirmenlerine karşı mücadele eden çok değerli arkadaşlarımı bu haklı duruşlarından dolayı bu vesile ile kutluyorum. Bu düşüncelerini yazılı basında ve belirli ortamlarda, birebir sohbetlerde dile getirmeye çalışıyorlar. İzledikleri bu yoldan vazgeçmezlerse eğer, halkın bilinçlendirilmesi ve desteklerinin alınmasıyla sonuç alınacağı kanaatindeyim. Böylelikle Sivas’ın dışardan algılanan fotoğrafının çok daha güzel görüleceğine inanıyorum.

Sivas’ımızın şu anda gözüken fotoğrafının kader olmaktan çıkaracak olan sadece aydınlar ve halk değildir. Burada, bu kaderi değiştirecek yönetim noktasında gönül insanlarına ihtiyaç vardır. Halkın burada ki vazifesi bu gönül insanlarını doğru algılayıp, doğru seçip, işbaşına getirmesidir.

Doğan Ürgüp beyefendi, Türkiye’de belli bir siyasi çizgide olan ve doğru algılanmalarına karşın seçim barajının azizliğinden olsa gerek bir türlü Türkiye yönetiminde, belediye yönetimlerinde söz sahibi olamayan bir partinin temsilcisidir. Son dönemde ne mutlu ki ( olması gerektiği gibi ) Sivas’ın belediye yönetimine gelerek, hizmet etmeye çalışan bir başkandır. Sivaslıların çok daha öncesinde bu vazifeyi bu siyasi düşünceye teslim etmesi gerektiğini düşünüyorum aslında. Böyle bir kararı son belediye seçimlerinde alan halk için, ister aramızdan alınan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na vefa borcu deyin, isterseniz- deneyelim, görelim – deyin fark etmez. Önemli olan şu an o mevkide olmalarıdır.

Doğan Beyin bu noktada hiç olmadığı kadar büyük sorumluluğu var. Bu geçen zamanı çok ama çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Bu dönem içerisinde yapılacak olan her davranış tüm Türkiye genelinde bu partiye gönül veren seçmenler için bir umut olacaktır. Böyle bir misyonu var sayın başkanın. Tanışma yemeğinde ki söylemlerini, görev anlayışını, sorunlara bakışını dinledim. Bir konuşmacı olarak kendini güzel ifade ediyordu. Gözlemlediğim tek eksiklik, sorunlarla mücadele etme isteğindeki heyecansızlıktı. Ben bilirim ki heyecan duyulmayan hiçbir iş tam anlamıyla yapılamaz. Çoğu “ cek-cak ” larla bezeli sözlerden artık haz almayan bir nesil var önlerinde idarecilerin ve ona göre hareket edilmeli diye düşünüyorum.

Biliyorum, oturup bunları kalemle dile getirmek kolay diyordur başkanım. Ama onun kültürümüze sahip çıkma gayreti noktasındaki hassasiyetini de alkışlıyorum. Umarım daha fazla heyecan duyarak bu isteklerini, seçmenin ona verdiği sürede gözle görülür bir sonuçla karşımıza çıkar. Sohbetinde model olarak Bursa şehrimizin yapılaşmasını örnek gösterdi ve incelediklerini dile getirdi. Yıllarca tarihi Bursa şehrimizde yaşamış biri olarak doğru bir yolda olduklarını söyleyebilirim. Özellikle Osmanlı tarihinin merkezi olan Bursa’mız, Osmangazi merkez ilçesi, sayın başkan Recep Altepe’nin azimli, özverili hiç tükenmeyen heyecanla yürüttüğü hizmetlerine şahit olduk. Tarihi dokuyu bozmadan şehrin hareketliliğine dahil ederek, bir çok yeri turizme kazandırarak Avrupa’dan aldığı “örnek ilçe” ödülüyle, Bursa’mızı taçlandırmıştır. Sivas şehrimizde Bursa’mızın en büyük ilçesiyle özdeşleştirmem, oradaki gelişmeleri, şu an nefes aldığım, suyunu içtiğim kültür şehrimizde de görmeyi arzu etmemi çok görmezsiniz umarım.

Her şey istenirse çok güzel olabilir. Buna inanıyorum. Ama istenirse. Nefislerini, küçük hesaplarını bir kenara bırakıp sadece hizmet aşkıyla görev yapan idarecilere ihtiyacımız var. Bir Recep Yazıcıoğlu, bir Gaffar Okan, bir Muhsin Yazıcıoğlu, bir Adnan Kahveci ve diğer halk ve Türkiye aşıkları olan neferlerimizin heyecanları hala hafızalarımızda. Onlardan feyiz almalıyız. O heyecanları ile yapacakları çok şeyler varken aramızdan alınmaları bizler için büyük kayıp. Zaten kaybedelim diyerek alınmadılar mı içimizden. Ama anlamadıkları bir şey var, bizde onlardan çoook var.

Bu satırlarla kulaklarını çınlattığım sayın başkanımıza bu zorlu görevlerinde, halkla birlikte inatla, heyecan duyarak çalışmalarını, ilerlemelerini temenni ederim. Hoşça ve dostça kalın.

Vildan Poyraz Coşkun
11.01.2012
Yazı No: 12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder