Önümüzdeki
günler, sınavlarla geçireceğimiz yoğun günler olacak. Çeşitli yaş gruplarında
ki öğrencilerimiz “hayatımın sınavı” diyerek girecekleri sınavlarda ter
dökecekler. Bilmezler ki hayatlarında ki sınavlar uzun bir süre bitmeyecek.
Çocuklarımızın
büyük beklentilerle girdikleri sınavlarda ki kendi paylarına düşen pasta dilimi
her geçen gün küçülmekte ne yazık ki. Anlayacağınız zor süreçlerin
arifesindeler onlar.
Burada
üzerinde durmak istediğim, sınav öncesi ve sınav sonrası süreçler.
Uzun
çalışma dönemleri sonrasında hazırlanılan sınavlar öncesindeki umutlar, yerini
sevinçlere veya hayal kırıklıklarına bırakacak. Yaşanan sevinçler de hüsranlar
da yaşamın bir parçası. Yaşanılacaklar, yaşamla iç içe olan duygular aslında.
Sınav
öncesinde sağlıklı çalışma dönemi geçirerek sınavlara hazırlanan
öğrencilerimizi bekleyen en önemli sorun, öğrencilerimizin büyük çoğunluğunda
gözlemlenen sınav kaygısıdır.
Sınav
kaygısı başlı başına o dönem içerisinde, endişe veren bir sağlık problemi
olarak gözlemlenmekte öğrencide. Çalışmasına rağmen, başaramayacağını düşünerek
ruhsal yönden yıkıma uğramakta ve başarısızlık sonrasını dünyanın sonu olarak
görmektedir. Yapılması gereken, okul veya gidiyorsa dershanelerin rehberlik
servislerinden yardım almaları, onların sağlıklı bir şekilde sınav süresini
geçirmeleri bakımından önemlidir. Aksi taktirde sınav stresi, başlı başına
sınavın başarısını dinamitleyen bir faktördür.
Burada ailenin tutumu da çok önemlidir.
Çocuklarımız sınavlara hazırlanırken, ailelerin bu süreci kontrollü bir biçimde
ve bilinçli olarak katkıda bulunmaları gerekmektedir. Sağlanılan bu
katkıyı başarıları için gerekli buluyor ve bu noktayı çok önemsiyorum. Bir çok
ailede gözlemlediğim, çocuklarını sınavlara hazırlamayı kendilerine görev
edinerek, çocuklar üzerinde aşırı baskı uyguladıklarıdır.
Velilerin
iyi niyetlerle göstermiş oldukları bu aşırı duyarlılık, belli bir süre sonra
çocuklarımızda ters etki yaratmakta ve büyük bir strese neden olmaktadır. Bir
şeyin kararı iyi tutturulursa sonuç o kadar güzel olur. Biz toplum olarak orta
kararda hareket etmesini çok fazla beceremiyoruz galiba. Aşırı ilgi yada
ilgisizlik gibi uç noktalarda hareket etme alışkanlıklarımızdan bir türlü
vazgeçemiyoruz.
Biliniz
ki ; belli sorumlulukları çok küçük yaşlarda kazandırdığınız çocuklarınız en
az sizin kadar geleceklerini düşünebilir ve o yönde hareket edebilirler.
Onların sizden istedikleri sadece, onlara güvendiğinizi hissettirecek desteği
vermeniz. Şartlar her ne olursa olsun, onları çok sevdiğinizi hissettirerek,
başarılarını etkileyecek bir çok olumsuz faktörlerden arındırabilirsiniz.
Evlatlarınızın
başarılarında veya başarısızlıklarında yanlarında olup, geleceğe emin adımlarla
yürüdüklerini izlemeniz bu kısa yaşam diliminde payınıza düşen en güzel anlar
olacaktır.
Haftaya
görüşmek dileğiyle hoşça ve dostça kalın.
26.03.2012
Yazı No: 22
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder