Dile gelmez ise
kelimeler suskun kalmaya mahkûm olur. Onlardır mısralara dizildiğinde anlam
bulan. Onlardır söylemek isteyip de söyleyemediklerimizi dillendiren. İşte,
kelimelere bu misyonu yükleyen kalemlerden biri. İçimizden biri Bilal Tırnakçı.
‘Suskun Kelimeler Lügati’ 1 şiir kitabı, 2012 de Be yayınlarından çıkartılıp
kitaplıklarımıza sunulmuş bir eser. Eser, Bilal Tırnakçı’nın yüz seçme şiirini
içeren, 113 sayfadan oluşturulmuş ve edebiyat dünyamıza kazandırılmış güzel bir
çalışma.
Şairin, Be şiirinde ki şu
dizelere kulak verelim;
her şeye yeniden başlayalım Allah’ım
besmeleye yeniden be ile’ 2
diyerek besmele ile açılışı yapması anlamlı ve güzel olmuş.
Şair, Be ile besmeleyi, Be ile
Buruciye Edebiyatını ve Be ile Be yayınevini çağrıştırarak okuru üç koldan
sarmış durumda. Ayrıca;
Açsan gireceksin, bir “be” gerek/ baksan göreceksin “vav” diyerek Arapçadaki “be” harfini de içine alarak, güzel bir çalışma sunmuş bizlere.
“bir vav’ın
karnındayım iki büklüm
vav kanımda susuyor uzun uzun” 3
mısrasındaki gibi yada;
“hu çekerek, aşk diyerek, sabır çekerek / değil mi ki bize bir damla
huzur gerek ”
“üzülmeyeceksin
taş kesilseydin/ ya Uhud dağının bağrında bir taş/ ya da Filistinli çocuğun
parmaklarına arkadaş” 4 mısralarıyla- acıya, zulme başkaldırısını
en açık haliyle dile getirmiş.
“Gazze” şiirinde de;
“Ben bir
çocuğum ellerim Gazze / Sağım, solum önüm arkam ölüm” 5 diyerek sadece Filistin değil, Orta Doğu
coğrafyasında yaşanan zulümlere olan isyanını akıtmıştır kaleminden.
Susmak bazı
durumlarda elzemdir aslında. Bazen de
karşı tarafa verilebilecek en güzel cevaptır. ‘Susmak’ şiirinde şair;
“söz
boğazımıza düğüm düğüm dürülmüştü/ bir er mektubu gibi sükûtumuz görülmüştü/
acıdan dağa çığ düşer gibi örülmüştü” 6
diyerek istek dışı yaptırılan bir eylemden yani sükûttan bahsetmektedir.
‘susacaktık hepten, söz dilimize dürülmüştü/ cümleler kefenlenip
yüreğimize gömülmüştü’ mısralarında
da içten içe yaşanan itirazı, acıyı hissetmekteyiz.
Bir başka örnek;
‘
İncinmişti sükût/ sakızla aynı ağzı paylaşmaktan’ diyerek sükût’un düş kırıklığını dile
getirmiştir dizelerinde.
‘Boş plak’ şiirinde de aynı
konuya değinilmiştir;
‘eş anlamlı bir susmadır bizimkisi/ sen susma dersin ben susma/
konuşacak kelime mi kaldı hoş’
Ölümler,
zulümler, incinmeler, acılar derken bazen de şairin şakağına yani mısralara
yorgunluk düşer ister istemez.
‘yoruldum koşmaktan konuşmaktan/
yağmura bırakıp sözü, susacağım’ satırları bize yansıyanlar.
Şiirlerinde
ciddi anlamda birçok konuya değinirken şair, bazen de yüzümüzde tebessüm
bırakan dizelerle de karşımıza çıkmaktadır. Şöyle ki;
‘Çocuktuk şehre bir film gelecek diye/ umutlandırıldık/ ve bir gün büyüdük/ ve o gün
şehre bir film geldi/ o gün işimiz vardı izleyemedik…’ 7
Şiir kitabının
arka kapağında şair;
“şairim
harfleri çatmaktır işimşairim
harflere çatmaktır işim” diyerek
güzel aynı zamanda vurgulu bir şekilde özetlemiş amacını ve misyonunu. Şair,
duyarlıdır ama aynı zamanda doğru bildiği birçok şey için, çekinmeden mücadele
verebilmelidir. Şairin harflere çatmaktaki gayesi bundan olsa gerek.
Çalışmanın sonunda şair, elinden kalemi
bıraktığında kelimelerin yeniden suskunlaşacağını dile getirerek noktayı koyar.
“şair gider, adımları demirden dağlar gibidir
ardından susan kelimeler,
gizlice ağlar gibidir” 8
1 TIRNAKÇI
Bilal, Suskun Kelimeler Lügati, be yayınları, 2012, Sivas
2 Be, S. 3 3 Suskun Kelimeler Lügati, S. 11
4 Taştan Kalp, S. 36
5 Gazze, S.99
6 Susmak, S. 39
7 Bir Şehre Film Gelir, S.54
Vildan Poyraz Coşkun
01.05.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder