Yukarıda
size nakledilen, Suat amcamızın ve onun gibi devletimizin kurumlarında
sonbaharlarını yaşamaya çalışan diğer büyüklerimizin ortak duyguları idi.
Sosyal
devlet olma gereğini yerine getirme adına hareket eden ve bakıma muhtaç
yaşlılarımızın ortak yaşamlarını paylaştıkları bu kurumların sayılarının,
ülkemizde son dönemlerde arttığını üzülerek gözlemlemekteyiz ama yinede diğer
ülkelerin oranlarıyla karşılaştırdığımızda sevindirici gözüksede hiç olmamasını
yeğlerdik. Gönül ister ki Suat Amcamız, Ayşe Ninemiz, Sultan Teyzemiz ve
niceleri yavrularının evlerinde yaşamlarına veda etsinler.
Köklü
kültürden gelen bir toplumuz ve çok özel bir dine mensup olmamız bunu
gerektiriyor aslında. Ne yazık ki onlarla bir arada yaşayamaz, kuşak
çatışmalarının önüne geçemez olduk şimdilerde. Eskilerin söylediği bir söz
vardı: “Bir ana on çocuğuna sahip
olabilecek güçteyken, on çocuk bir anaya sahip çıkamaz oldu” denilen
zamandayız işte. Bunu düşünmek dahi istemiyorum ama, ebeveynlerimize tahammül
edemez mi olduk ne!
Zamanın
her kuşak için aynı oranda aktığını unutmadan yürümeliyiz yarınlarımıza. Ne
hissettiklerini kendimizi onların yerinde görebildiğimiz vakit anlayabiliriz
ancak.
Oysa
dualarımızda hayırlı evlatlar ister dururuz. Öncelikle bizler hayırlı evlatlar
mıyız? Biz onu düşünemez olduk şu geldiğimiz zamanda. Anne babalarının hayır
dualarıyla sabah evlerinden ayrılan yetişkinlerin işlerindeki başarılarını ve
eve geldiklerinde, dedeleri ve büyükannelerinin sevdikleriyle haşir neşir olan
torunların, ruh sağlıklarının ne denli sağlam olduğunu görmezden gelemeyiz.
M.Ö
206 ile M.S 220 yılları arasında Çin’e hakim olan Han hanedanı döneminde hayırlı evlat olmak devlet memurluğunun
başlıca şartlarındandı. Çin de bu geleneğin şimdilerde yeniden canlandırmak
adına Çin’in Çanguan vilayetinde terfi etmek isteyen memurlara, ana babalarına
iyi davranma şartı getirilmiş. Terfi kararını verecek olan merci, artık çalışan
memurun akrabalarıyla ve arkadaşlarıyla konuşarak, o memurun evlatlık vazifesini yerine getirip
getirmediğini araştırmaya başlanmış. Ayrıca bunların yanında o memurun içki ve
kumar alışkanlığının olup olmadığını da araştırarak, bu alanda sicili mükemmel
olan memurlara terfide öncelik tanınması kanun esasına bağlanmış.
Günümüz
toplumlarında köşe dönme kültürünün yerleşip, güzide değerlerimizin hızla
erozyona uğradığı bir dönemde böyle bir uygulamanın ne kadar isabetli olduğu
aşikardır.
Yaşlılarımızla
iç içe olmamızı gerektiren kültürümüzü canlandırmak ve huzur evlerimizde sadece
yakınları olmayan büyüklerimizin kaldığı bir toplum olma düşüncesi şu an çok
sıcak gelen bir duygu. Lütfen ebeveynlerimizi yaşamlarının son yüzdelik
dilimlerinde yalnız ve kanadı kırık bırakmayalım. Onlara sahip çıkmak aslında
geleceğimize yatırımımızdır.
Yarın
hepimizin birer yaşlı adayı olduğumuzu unutmamamız dileği ile hoşça ve dostça
kalın….
Vildan Poyraz Coşkun
01.12.2011
Yazı No: 6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder