5 Mart 2015 Perşembe

Yeni Türkiye Gerçeği

             Yeni Türkiye Gerçeği

            Toplum olarak son dönemlerde doğal bir değişim hatta bir evrim geçiriyoruz. Hal böyle olunca özgür düşüncelerimizi daha rahat dillendirebiliyoruz.

            12 Eylül ve öncesini, çocuk denecek yaşta olduğum için tam olarak hatırlamıyorum ama o dönemi birebir yaşayan neslin anlattıklarını dinleyince tüylerim diken diken oluyor.

            Cumhuriyet dönemi sonrasında ki yıllarda belli dönemlerde halkımıza dayatılan askeri rejimlerin götürülerinden aydın kesim dahil yurdum insanı özgür düşünemez olmuştur. Demokrasi ve özgürlük noktasında toplum nazarında gelişen en ufak kıpırdanmalardan bile ürken halk, kötü hatıraların tekrarlanmaması noktasında tüm baskılara boyun eğmek zorunda bırakılmıştır.

            Gelelim günümüze. Ne değişti de bizim için iyi rüyalar görmeyen bu insanların yaptıklarından dolayı yargılanmaları gerekir moduna geçtik. Şu andaki düşüncelerimizi çok öncesinde harekete geçirebilseydik 28 şubat günü sokaklarımızda halkımız ve seçilmişler tank gösterilerini seyretmek zorunda kalmazlardı.

            Evet sorumlular yargılanmalıdır. Neslimizin, geleceğe daha özgür adımlarla yürüyebilmesi için bu yapılmalıdır.

            TSK içerisinde bulunan ve konumlarını ve ellerindeki silah güçlerini halk üzerinde ezici güç olarak kullanmak isteyenler saf dışı bırakılmalıdır. Ülke halkının gözünden bile sakındığı, değer verdiği ve zarar görmesine asla müsaade etmeyeceği bu kurumu hak ettiği gibi daima taşıyacaktır.

            Meclis içerisinde anayasa kanunu, eğitim kanunu gibi kanunlar öncesinde, yaşanan gerilimli saatlere hepimiz şahit olmaktayız. Muhalefet ve iktidar partileri arasındaki uyumsuzluklara alışkın olduğumuz aşikârken 12 Eylül’e sebebiyet veren sorumluların, cuntacıların yargılanması konusunda iktidar ve muhalefetin tümünün, sağduyulu davranarak ortak hareket etmesi tüm seçmenleri mutlu etmiştir. Vekiller bu kararlılıklarıyla halkın teveccühlerini kazanmışlardır.

            İster 12 Eylül sorumluları, ister darbe heveslileri içerisinde olan tüm insanlar artık Atatürk’ün özgürlükler çerçevesinde kurmaya çalıştığı Türkiye Devletinde kendilerini halkın üstünde göremeyeceklerdir.

            Bu yargılamalarda o dönemlerde eziyet görüp acı çeken nesil bile “yargılansınlar ama asılmasınlar      düşüncesindeler. Halkımızın geldiği bu noktayı çok önemsiyorum. Bu düşünce tarzıyla her şeyin en iyisine layık olduğunu kanıtlamışlardır.

            12 Eylül’ün baş aktörü olan Kenan Evren’i yürümekte dahi zorlandığı bir döneminde, aradan çok sular geçmesine rağmen evinden alıp yargılamak istememizin bir sebebi var tabii ki. Buradaki gösteri, aslında gelecekte bu düşünceler çerçevesinde hareket etmek isteyenlere verilen bir mesajdır. Bu mesaj yargılama sürecinde doğru verilirse eğer, caydırıcılığı da bir o kadar etkili olacaktır.

            Keyfi, sırf güç gösterisi kokan, milletin dediği değil benim dediğim olsun diye sekteye uğratılan demokrasimizdir ne yazık ki. Tamda özgürlükler ve ekonomi noktasında önemli adımlar atılmak istenirken yenilen çelmeler vs. artık bu dönemleri bir daha yaşamak istemiyoruz. Ülke halkının topyekûn ağız birliğinde olması uygarlığa ve özgürlüğe atılan adımların bir göstergesidir.

              Velhasıl…
Mutluyum tüm gelişmelerden
Mutluyum düşünebildiklerimi özgürce yazabilmekten.
Mutluyum geleceğe daha güvenli bakabilmekten..

          Vildan Poyraz Coşkun
              16.04.2012
              Yazı No: 24

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder